GÖLCÜK TABİAT PARKI | BOLU

8.11.15

Geçen hafta Abant, Yedigöller gezisi yapalım dedik ama başka bir program daha çıkınca günübirlik bir geziye karar verdik ve dolayısıyla sınırlandırmamız gerekti. Bir kaç makalede bunun için en uygun rotanın Gölcük Tabiat Parkı olduğunu okuyunca cumartesi sabah erkenden düştük yola. 
Hani Bolu, Abant, Yedigöller'i google'layınca bir göl evinin olduğu fotoğraflar çıkıyor ya karşımıza, işte o gölün ve evin olduğu park, Gölcük Tabiat Parkı. Yani aslında Abant ve Yedigöller ile ilgisi yok. 
Gölcük, Bolu merkeze 17 km uzaklıkta bir köy. Ankara'dan yaklaşık 2.5 saat sürüyor yol. Ankara-İstanbul otoyolunun Bolu Doğu çıkışından çıktıktan sonra Bolu yönünde ilerleyip, Yedigöller yol ayrımını geçiyoruz ve Seben-Kıbrıscık tabelalarını takip ediyoruz. Daha sonra Gölcük tabelaları da görünmeye başlıyor. Navigasyon yardımıyla gittik biz ve sıkıntı yaşamadık. Giriş ücretli ve otopark var. 
Mangal yakmak için ayrılmış alanlar ve iki restoran var ancak bakkal, market gibi bir dükkan yok. Biz yanımıza içecek ve meyve almıştık, yemeği de orada yedik. 
Yolda çok hissetmemiştik ancak hava ciddi anlamda soğuktu. Kasım başında Ocak soğuğu diyeyim, siz anlayın. Daha kötüsü maalesef çok sisliydi. Öyleki o meşhur gölevi ve gölün üzeri sis bulutu ile kaplıydı. Yani bir tane bile gölevi fotoğrafım yok!
Peki bu duruma çok üzüldüm mü, tabii ki hayır çünkü doğaya dair en sevdiğim şey sonbahar renkleri! Gerçekten ne deniz, ne kar...
Ben en çok sonbaharın sarı, yeşil tonlarına hayranım. 
O yüzden bu kadar farklı tonu bir arada bulmuşken gölevini göremeyişimize üzülmek aklıma bile gelmedi. ^^
Çok soğuk olduğu için ormanın iç taraflarına yürümedik, gölün etrafını bir kez turladık (Yaklaşık 2 km). Yol kenarında sürpriz mantarlar vardı. Belki iç taraflarda daha farklı türleri de vardır ve belki sincaplar da... Biz sadece aşırı şişman bir kedi, koyun, parka girmeden önce de bol bol inek gördük :p
Hayran olmakta haksız değilim diye düşünüyorum. 
Huzur ve güzel duygular depolamak için, şükretmek için muazzam bir görüntü bence!
İşte o sis, bu sis!
Bir de aklıma gelmişken göl aslında yapay bir göl ama doğa ile harika bir şekilde bütünleşmiş.
Dura kalka, fotoğraf çeke çeke yürüyüşümüzü tamamladığımızda hem çok acıkmış hem de çok üşümüştük. Hemen park girişinde bulunan restoranda (Gazelle Kır Bahçesi) yemek yedik. Çok aç olduğumuz için lezzet konusunda olumsuzluk yaşamadık ki o an taştan yumuşak ne bulursak yerdik. Fiyatlar biraz pahalıydı; ancak fazla alternatif olmayışı, ortam, temiz havanın çok acıktırması gibi etmenler bunu görmezden gelmeyi sağlıyor diyebilirim ;) 
Sonrasında biraz daha yürüdük ve baharda yeniden gelme planları yaparak dönüş yoluna geçtik. 
Benim için güzel bir cumartesiydi ve bu huzur tüm hafta sürer umarım. 
İyi pazarlar!


0 yorum: